At ile ilgili Atasözleri deyimler ve anlamları
At, eski zamanlardan bu yana birçok kültürde güç, hız ve sadakat simgesi olduğu için atasözlerinde de sıkça yer almıştır.
At ile İlgili Atasözleri ve Anlamları
At, sahibine göre kişner.
Anlamı: İnsanlar, içinde bulundukları duruma ve çevrelerindeki kişilere göre davranış gösterirler. Bir işin başarısı ya da niteliği, liderin ya da yönetenin yetkinliği ile doğru orantılıdır.
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
Anlamı: Kişiler ölür ama geride bıraktıkları izler ve eserler kalıcıdır. Cesur ve iyi insanların ardından, yaptıkları işler ve hatıraları yaşamaya devam eder.
At binenin, kılıç kuşananın.
Anlamı: Her şey hak edene aittir. Bir işte başarılı olmak için o işi yapacak yeteneğe ve donanıma sahip olmak gerekir. Yetenekli insanlar hak ettiklerini alırlar.
At, yiğidin yoldaşıdır.
Anlamı: Cesur, yiğit insanlar için sadık dostları çok önemlidir. At, geçmişte savaşçıların ve kahramanların en büyük yardımcısı olduğundan bu atasözünde yiğitlik ve dostluk arasında bağ kurulmuştur.
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Anlamı: Artık geri dönüşü olmayan bir durumun gerçekleştiğini ifade eder. Bir fırsat kaçırıldıysa ya da önemli bir olay olduysa, bunu geri almak mümkün değildir.
Ata arpa, yiğide pilav gerek.
Anlamı: Her şeyin ihtiyacı farklıdır. İnsanlar ve hayvanlar, başarıya ulaşmak ve güçlü kalmak için kendilerine uygun şekilde beslenmeli ve ihtiyaçları karşılanmalıdır.
At ile avrat, yiğidin bahtına.
Anlamı: Bir kişinin hayatındaki önemli şeyler, çoğu zaman şansına bağlıdır. Bir yiğidin atı ve eşinin nasıl olacağı kaderi tarafından belirlenir.
At yemini alınca kişner.
Anlamı: İnsanlar ihtiyaçlarını karşılayınca mutlu olurlar. İhtiyaçları karşılanan kişiler, o işte daha başarılı ve verimli olur.
At koşumla, yiğit silahla.
Anlamı: Her şeyin kendine özgü bir hazırlığı, düzeni vardır. Güçlü ve cesur insanlar, kendilerine uygun silahlarıyla, atlar ise uygun koşum takımlarıyla başarılı olur.
Atın bahtsızı arabaya koşulur.
Anlamı: Şanssız, talihsiz kimseler, hak ettikleri konumdan daha düşük bir yerde yer alabilirler. Yetenekli veya güçlü insanlar, bazen şanssızlık yüzünden hak ettiklerinden daha azını elde eder.
Attan düşmeyen, yerden kalkmaz.
Anlamı: İnsan hayatında başarısızlıklar ve zorluklar kaçınılmazdır. Ancak bu zorluklarla yüzleşmeden başarıya ulaşmak mümkün değildir. Her düşüş bir öğrenme fırsatıdır.
Atı tepmek, meydanı boş bulmakla olur.
Anlamı: İnsanlar bazen kimseye hesap vermediklerinde ya da kendilerini denetleyen olmadığında yanlış ve aşırı davranışlar sergileyebilirler.
At beslenir, meydan için; yiğit beslenir, düşman için.
Anlamı: Atlar, zor zamanlarda savaşlarda ya da yarışlarda başarı sağlamak için beslenir ve yetiştirilir. Aynı şekilde, yiğit insanlar da zorluklarla baş etmek için kendilerini hazırlarlar.
At cambazı düştüğü yerden kalkar.
Anlamı: İnsanlar, zor duruma düştükleri yerden yeniden ayağa kalkarak başarısızlıklarını telafi edebilirler. Zorluklar karşısında pes etmemek gerektiğini anlatır.
Ata arpa, yiğide pilav.
Ersiz avrat, yularsız at.
Dereyi geçerken at değiştirilmez.
Yığın atı çulundan bilmezler.
Er ölür nâm, at ölür meydan kalır.
At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.
At binenin, kılıç kuşananın.
At ile avrat yiğidin bahtına.
Ortak atın beli kırık olur.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.
Alma alı, satma kırı, yağızın da binde biri; ille doru, ille doru.
Alma sarı, satma sarı, kapındaysa tutma sarı.
Alçak at binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay.
Arpa verilmeyen at kamçı zoruyla yürümez.
Arslan kükrerse atın ayağı kösteklenir.
Arık ata kuyruğu yüktür.
Aslan kükrerse beygir titrer.
At adımına göre değil, adamına göre yürür.
At arıklıkta, yiğit gariplikte.
At at oluncaya kadar sâhibi mat olur.
At beslenirken, kız istenirken (kendini gösterir).
At bulunur, meydan bulunmaz; meydan bulunur, at bulunmaz.
At kaçmaz, et kaçar.
At kudümü, yurt kudümü, avrat kudümü. (Türkler; atlarını, yurtlarını, eşlerini kutsal sayar, onların uğur getireceğine inanırlar.)
At yedi günde, it yediği günde (semirir).
At yiğidin yoldaşıdır.
At ölür, itlere bayram olur.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Ata binen nalını mıhını arar.
Ata binersen Allah’ı, attan inersen atı unutma.
Ata da soy gerek, ite de.
Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli.
Ata eyer gerek, eyere er gerek.
Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz.
Atlı kaçar kaçar; yaya arkasına ne düşer?
Atlıya saat olmaz.
Atta, avratta uğur vardır.
Atım tepmez, itim kapmaz deme.
Atın bahtsızı arabaya düşer.
Atın dorusu, yiğidin delisi.
Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı.
Atın ölümü arpadan olsun.
Atına bakan ardına bakmaz.
Aç at yol almaz, aç it av almaz.
Ağanın gözü ata tımardır.
Ağustosun 15’inden sonra ere kaftan, ata çul gerek.
At olacak tay yürüyüşünden belli olur.
At ver hasım ol, kız ver hısım ol.
At sâhibine göre kişner.
Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp.
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Atlıya selâm kelam, eşekliye sonra gine gelem.
Atın iyisi arkadan gelmez.
Atlı itli sığmış, bir çocuk sığmamış.
Attan düşen kaba döşek, eşekten düşen kazma kürek.
Attan düşen ölmez, eşekten düşen ölür.
At görür aksar, su görür susar.
Atı güzel olan yoldan sıkılmaz.
Atın ürkeği, yiğidin korkağı.
Atlı yayanın kaygısını bilmez.
Atı ahırda, eri evde tanımaz.
Atın kamçısı yemdir.
Atın iyisi dizinden, avratın iyisi sözünden (anlaşılır).
Yularsız ata binilmez.
Yiğit yiğide at bağışlar.
Yavaş atın çiftesi pek olur.
Yaşı at pazarında sorarlar.
Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat.
Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın.
Köpeğe gem vurma, kendini at sanır.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.
İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar.
İki at bir kazığa bağlanmaz.
Gem almayan atın ölümü yakındır.
Eğreti ata binen tez iner.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır.
Canı yanan eşek attan yürük olur.
Bir sürçen atın başı kesilmez.
Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır.
Bin atın varsa bin dinlen, bir atın varsa in dinlen.
Bir ahırda at da bulunur eşek de.
Beleş atın dişine bakılmaz.
Berk kaçan atın boku seyrek düşer.
Bin atın varsa inişte in, bir atın varsa yokuşta bin.
Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa kaldır at.
Gelin ata binmiş de, görkü kimin kapıya inmiş.
Gelin atta, buyruk Hak’ta.
Yoksul âlâ ata binse, selâm almaz.
Bağla atını, ısmarla Hakk’a.
Boş torba ile at tutulmaz.
Çok arpa atı çatlatır.
At kişnemeyince tay gelmez.
Gelen atın başına vurulmaz.
Küheylân at yemin arttırır.
Atla katır dövüşür, arada eşek ezilir.
Yiğit altında at aksamaz.
At, biniciyi tanır!
İyi at eyerlenirse, âdî at bakılırsa koşar.
Koşan at yorulduğunu bilmez, fenâ adam bakmasını bilmez.
At alırsan baş ile renk al, kadın alırsan göz ile kaş al.
Atın iyisi süratinden, kadının iyisi gözünden, yiğidin iyisi sözünden, derviş yemesinden, zengin yaşamasından.
Akıllı atını över, ahmak hâtununu.
Akıllının atı yorulmaz, donu eskimez.
At alırsan ulak oyununa, koyun alırsan misâfire (göre al).
Atın başına iş gelse gemiyle su içer, yiğidin başına iş gelse çizmesiyle su geçer.
At kadrini bilmeyen, yayalıkta cezâsını çeker; yurt kadrini bilmeyen düşmandan cezâsını çeker.
Kırkından sonra at olup da kuyruk mu sallayacak?
Küheylân at, çul içinde de bellidir.
Rahvan at kendini yorar.
Sen dede ben dede, bu atı kim tımar ede.
Tay yetişmedikçe ata paha biçilmez.
Eşek at olmaz, ciğer et olmaz.
Katıra “baban kimdir” diye sormuşlar, “anamın erkek kardeşi attır” diye cevap vermiş.
Atı atasıyla, katırı anasıyla.
Yürük ata kamçı değmez.
Bir atın iyiliğinden bin at su içmiş.
At ile ilgili deyimler
At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak.
At gibi.
At koşturmak.
At oynatmak.
At izi it izine karışmak.
At koşturacak kadar.
At nalı kadar.
Atbaşı (berâber) gitmek.
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Atını sağlam kazığa bağlamak.
tla arpayı dövüştürmek.
Attan inip eşeğe binmek.
Ata et, ite ot vermek.
Buzun üstünde nalsız at gibi durmak.
Cirit atmak.
Çifte atmak.
Eyeri boş kalmak.
Gemi azıya almak.
Gemini kısmak.
Kulun atmak.
Üç nalla bir ata kalmak.
Tırısa kalkmak.





































çok az deyim var