Hayati İnanç Sözleri

Rahmeti, merhameti sonsuz olan Allah bu kadar insanı yakmak için yaratmış olamaz…

Allâhü Teâlâ sevdiği kulunu sevdikleriyle tanıştırır.

Ya Rabbi, yaşamak hakkımda hayırlı ise yaşamamı nasip eyle, ölüm hakkımda hayırlı ise, ölüm yolunu bana kolaylaştır!

Seviyorsan bil ki sevildiğindendir çünkü sevgi yukarıdan gelir.

Cenâbı Hakk bize tövbe etmeyi nasip etsin, tövbelerimizin de kabulünü ihsan buyursun.

Esas sonunu düşünmeyen kahraman olamaz!

Böyle soğuk değildi dünya, hayat da bu kadar acımasız değildi.

Kitap okumanın bir zevki var. Şimdi ben bunu nasıl anlatayım?

…samimi olmamak, içi dışı bir olmamak, riyakâr olmak, münafık olmak. Odur problem.

Mütevâzı olanı rahmet-i Rahmân büyütür, der ya şair, aynı öyle: Allah için eğilirsen, inersen yücelirsin.

Ruhunu besle, yola o çıkacak; beden boş kapsül, bırakıp gideceksin / Bütün mesaini bedenine harcarsan ayağı çamura çakılıp yürüyemeyen eşek gibi olursun.

Kim olursa olsun, size baktığında, sizi gördüğünde neşe duymalı. Güzel insanın tarifi de böyle yapılmıştır.

İnsanlar onlara bir şey öğretilmesinden nefret eder ama bir şeyler öğrenmeye bayılır.

Ruhun gıdası namaz. Ruhun namaza o kadar ihtiyacı var ki…

Namazdan zevk almak seçilmişlere, hele hele farz namazlardan zevk almak seçilmişlerin de seçilmişlerine kısmet olan büyük bir nimettir.

Üzerine basanın ayağını incitmeyen halı gibi yumuşak ol!

Sabah namazı kılmadan ve kitap okuyup birkaç şey öğrenmeden işe gitmemeyi adet edinmelidir.

İşte fırsat ayağına geldi, bu hayatta tek istek hakkın var, olacağını, gerçekleşeceğini bilsen ne istersin?

Kendisinden kaçtığınız ölüme mutlaka yakalanacaksınız!

Şaka değil kardeşim, kıymetli okuyucum, sevgili dostlar! Namaz, ille de namaz!

Herkes ölür ama herkes yaşamaz.

Kul kulun duasıyla kurtulur!

Sabah namazı hayattır; o varsa hayat var, yoksa hayat yok.

Hâşâ zulmetmez kuluna Hüdâsı,
Herkesin çektiği kendi cezası.

Doğru, kapılardan sığmaz; yalan, fare deliğinden girer.

Bütün aşklar tatlı başlar. Elma şekeri gibidir aşk;

Niyetim iyi diye yanlış yola sapamazsın. Gaye vasıtayı meşru kılmaz.

Meşgulüz, yoğunuz, amansız bir koşuşturma içindeyiz. Bununla beraber hayatımızda hep bir şeylerin eksikliğini hissediyoruz. Neyi ıskalıyoruz, ihmal ettiğimiz nedir? Bunu düşünecek vaktimiz de yok maalesef.

Aman ya Rabbi, ben âcizim sen yücesin,
Ben mahlukum sen Hâlik’sin,
Ben zavallıyım sen Rabbimsin.

Aşk, İnsanı olgunlaştıran, onu yetiştiren, maksada varmak için gidilen yolda ona refakat eden, binek olan, sonu olmayandır. Sonsuza açılır…

Bir değil bin tane dilim olsa ve hepsiyle şükretsem.

Etrafı, dünyayı ve hayatı doğru okumaktır bütün mesele…

Başka düşmana ihtiyaç yok, en büyük düşmanım kendi nefsim…

Seven Nasıl Kırılır… Sevgili seni çaya davet etmiş; gel oturalım, iki dakika sohbet edelim demiş. Sen de lisân-ı hâlinle “adam sen de…” demişsin.

Biz şükretmeyeceğiz de kim edecek? İyiyiz yani elhamdülillah, hiç hak etmediğimiz kadar.

Zira “aşk ateşte, yakar kül eder!” Aşkta kavuşmak yoktur.

Allah’tan başkasının huzurunda eğilmişliğimiz de yoktur.

Teberrî olmadan,tevellî olmaz.

Yâri güzel olanın gözünü uyku tutmazmış.

Biz âleme bir yâr için âh etmeğe geldik.

Yani başka hiçbir şeyde olmayan bir tattan bahsediyorum, Ben bu yaşa geldim, okumaya doyamadım. Cemil Meriç, kitapta tanıdığım insanları sokakta gördüklerimden daha çok sevdim, diyor.

Yalnızca mal mülk, söz değil; hâl de miras kalıyor.

Velhasıl yanan bir kalp, ağlayan bir çift göz bütün hayatın sermayesidir…

İnsana sadakât yaraşır görse de ikrâh, Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah.