Unutma ki her seven isimsiz bir kahramandır. Unutma ki insan; sevebildiği kadar insandır.
Daha çok aldanacağız yaşadıkça. Anlasana bu ilk aldanışımız değil.
Hani hiç bitmeyecek sandığım güzellikler? Ne sevinçler, arzular ve neler vardı gitti. Kalakaldım ortada böyle ben param parça, Her gelen yüreğimden bir şey kopardı gitti.
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var…
Ben akıllı kadınları severim: Düşünen, az konuşan, çok bilen.. Her yerde, her zaman nazı çekilen.
Öyle bir gel demelisin ki, Mesafeler anlamını yitirmeli.
Boşuna değil pazarları sevmeyişim. Durup durup içimin kararması, gözlerimin dolması apansız boşuna değil.
Bu kadar yürekten çağırma beni ! Bir gece ansızın gelebilirim…
Gökyüzü güneş de olsa… Sensiz karanlıktayım!
Yoruldum, her bulduğum yerde seni kaybetmekten.
Geldin ya! şimdi herşey güzel seninle. yürümenin, konuşmanın, nefes almanın bir başka anlamı var artık. sen varsın ya, herşey bambaşka gözlerimde.
Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir.
Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm. İki uzak yıldız gibiydiler, dalgın.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, öylesine yıktın ki bütün inançlarımı; beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Ve deler sevgi dolu yüreğini sevgi bilmeyen bir kurşun.
Bu kadar yürekten çağırma beni. Bir gece ansızın gelebilirim. Beni bekliyorsan, uyumamışsan, sevinçten kapında ölebilirim.
Ne zaman seni düşünsem, yalnızlığım aklıma gelir.
Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel.
Yağmalandı kalbim, ömrüm, her şeyim. Kurşuna dizdiler anılarımı, yenik düştüm bu savaşta neyleyim, bir mezar nasılsa işte öyleyim…
En ağır işçi benim; gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.
Etime bir alev değmişçesine nasıl da yakardı öptüğü zaman, bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine…
Ben akıllı kadınları severim: düşünen, az konuşan, çok bilen. Her yerde, her zaman nazı çekilen…
Ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın seninle her yerde güzel, her zaman yeni istemem, sensiz hatırlamasınlar beni.
Sevgimi anlamadığın ve ona saygı göstermediğin anda ölebilirim. Karşılık vermediğin anda değil.
Şimdi en açık renginde gözlerin şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak anlatılmaz bir şey var aramızda, hazin şiir gibi bir şey seninle yaşamak…
Bir gün gelir de unuturmuş insan en sevdiği hatıraları bile… Bari sen her gece yorgun sesiyle, saat on ikiyi vurduğu zaman, beni unutma. Çünkü ben her gece o saatlerde seni yaşar ve seni düşünürüm…
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir.
Aşk başlamadan güzel, kalplerde heyecan bakışlarda korku olduğu zaman güzel.. Birbirimize sezdirmemek için çırpınış, başkaları görmesin diye çabalayış, gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman. Aşk başlamadan güzel…
Bu nasıl sevgi böyle? Bu nasıl tutku? Bu nasıl özlem? Ne zaman gözlerini görsem bir çoğalıyorum, bir eksiliyorum.
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan benimle meydan oku her çaresizliğe benimle uyu, benimle uyan birlikte varalım on üçüncü aylara…
Kim bilir ölüm bir çilenin sona ermesi belki güzeldir, şu sefil dünyaya boş gözlerle bakmak ne çare ki sen varsın, o dünyada sen varsın benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak…
Yalan değil değiştiğim, yalan değil şimdi her şarkı beni ağlatır deli eden insanı zaman değil zamanı unutmamak kahirdir.
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin…
Sana şiirler okuyacağım, gitme güneşler doğacak yalnızlığımdan, sana bir ışık getireceğim büyük aydınlığımdan…
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime, gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını, bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle, bütün gemiler söndürmüş ışıklarını…
Kadrini, kıymetini bilmediğim hayali ile bahtiyar olmadığım otuz yıl arayıp bulmadığım geleceklerden af diliyorum.
Ona uğramayan gemiler batsın, ondan geçmeyen trenler devrilsin, onu sevmeyen yürek taş kesilsin, kapansın onu görmeyen gözler, onu övmeyen diller kurusun, iki kere iki dört elde var Ayten…
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, öylesine yıktın ki bütün inançlarımı; beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Ve deler sevgi dolu yüreğini sevgi bilmeyen bir kurşun.
Bu kadar yürekten çağırma beni. Bir gece ansızın gelebilirim. Beni bekliyorsan, uyumamışsan, sevinçten kapında ölebilirim.
Ümit Yaşar Oğuzcan resimli şiirleri
Ne zaman seni düşünsem, yalnızlığım aklıma gelir.
Bir ateşim yanarım, külüm yok dumanım yok sen yoksan… Mekânım belli değil, zamanım yok, fırtınalar içinde beni yalnız bırakma, benim senden başka sığınacak limanım yok…
Gül biraz; bunca keder, bunca gözyaşı dinsin, gül biraz; şu gök kubbe kahkahanı işitsin. Her gidenin ardından koşmaya değmez hayat, gelecekleri bekle, gidecek varsın gitsin.
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Kal dersen, dağlarca severim seni, bir deniz olurum ayaklarında, aşk bu özleyiş bu, hiç belli olmaz, kalbim duruverir dudaklarında.
Daha çok aldanacağız yaşadıkça. Anlaşana bu ilk aldanışımız değil.
Biraz kül, biraz duman… O benim işte Kerem misali yanan. O benim işte inanma gözlerine ben ben değilim. Beni sevdiğin zaman… O benim işte.
Yoruldum, her bulduğum yerde seni kaybetmekten.
Aşk başlamadan güzel bakışlarda korku olduğu zaman güzel birbirimize sezdirmemek… İçin çırpınış başkaları görmesin diye çabalayış gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman.
Şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz nabzın benim bileklerimde vurmakta, artık bütün kaygıların ötesindeyiz, benimle en güzelsin aynalardan uzakta…
Sen yoksun artık anla, yeryüzünde bir o var, onun elleri var, gözleri, dudakları anlarsın tenin beslediği zaman toprakları ve hala seversin zaman bitinceye kadar…
Sevmek. Seni alabildiğine sevmek… Hiçbir şeyi umursamadan, bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek tutmak ellerinden, o derinlere inmek, gitmek oralara, o yerlere orda hep sen olmalı, seni yaşamak ve olduğun yerde bile.
Her şey güzeldi bir zaman, çok önce şehirler, insanlar, güneş deniz mutluluğumu görebilirdiniz çökmeseydi içime bu son gece…
Oysa şimdi neredeyiz, neyiz bak her umut belirtisinden uzağız. O sevilmiş gözlerde saf ve berrak bir ayna bile yok bakacağımız.
Aşktı o. Değiştiren tüm gecelerimi aşktı o. Beni durup yenileyen oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi oydu, doludizgin gidişime dur diyen…
Unutma ki her seven isimsiz bir kahramandır. Unutma ki insan; sevebildiği kadar insandır.
Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı…
Boşuna değil pazarları sevmeyişim. Durup durup içimin kararması, gözlerimin dolması apansız boşuna değil.
Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun? Bir aşk çizgisi var her şeyden öte, o çizgiden başka bütün çizgiler aşkı tüketmede…
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde, en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak.
Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm. İki uzak yıldız gibiydiler, dalgın.
Bir ateşim yanarım, külüm yok dumanım yok sen yoksan… Mekânım belli değil, zamanım yok, fırtınalar içinde beni yalnız bırakma, benim senden başka sığınacak limanım yok…
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne?
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindir. Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki.
Öyle bir gel demelisin ki, mesafeler anlamını yitirmeli.
Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk bozkırlardır uzayan önümüzde kime baksan o yüz; veremli, soluk tek mavi kalmamış gökyüzümüzde.
Ben senin en çok sesini sevdim, buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi, önce aşka çağıran, sonra dinlendiren bana her zaman dost, her zaman sevgili…
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne tuttum, ta içime oturttum seni aldım, okşadım saçlarını, öptüm içtim yudum yudum güzelliğini…
Bütün sevgililer, dostlar gitti bir sen kaldın kadınım beni terk etmeyen, batan gemilerin kaptanları gibi denizlerin ortasında ölümü bekleyen.
Yalnız sen varsın beyaz gülüm, evde bahçede ve sokakta, bir eylül akşamı gördüğüm, o beyaz hayalsin uzakta.
İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem. Böyle durup durup senden ayrılmak varsa, orada bir mezar kazılır benim için ayrılığın nerede başlarsa.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir. Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk, erken içeceğimiz bir ilaç gibi. Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk…
Bırakma beni sevdiğim, gidişine dayanamam. Hasret gözyaşlarımla kendimi avutamam. Dönerim dersin ama kadere inanmam. Bıraktığın anılarınla ben sensiz yaşayamam…
Tut ki iki noktayız, birbirinden uzak bir çizgiyle aramızı birleştiriyorum. Sonra bir ev yaparak çizgilerden içine seni yerleştiriyorum.
Yıkılmak, ezilmek her gün biraz daha dostlar değişiyor aldanmalar değil, aksimizden eser yok şimdi o sularda çirkin olan biziz, aynalar değil.
Şerefsiz ellerin şerefe kaldırdıkları şişeler, kadehler o cam kırıkları götürün, götürün bu aydınlıkları içimde güz başladı ilkbahar değil…
Hani hiç bitmeyecek sandığım güzellikler? Ne sevinçler, arzular ve neler vardı gitti. Kalakaldım ortada böyle ben param parça, her gelen yüreğimden bir şey kopardı gitti.
Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı. Şimdi, o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum.
Herkes başka bir hikaye, her hikaye başka bir umut.
Sevgili, seni seviyorum dediğim zaman, sen de beni sev.
Sevgilim, bir ömür boyu sürecek bir öyküde seninle yaşamak istiyorum.
Aşk, sonsuzluğa açılan bir kapıdır.
Güzel günlerin sadece başlangıcı olmasını istemem.
Seni düşündüğüm her an, kalbimde bir çiçek açıyor.
Aşk, kalbin ritmidir.
Seni sevmek, varoluş nedenimdir.
Güzel anılar, geleceğin temelidir.
Gözlerin, ruhumun aynasıdır.
Aşk, en güzel şarkıdır.
Bir gün, her şeyin değişeceğini bilmek, umut verir.
Sevgilim, seni düşünmek beni mutlu ediyor.
Sonsuz bir sevgi, sonsuz bir umut demektir.
Gözlerin, kalbimin ışığıdır.
Aşk, hayatın anlamıdır.
Seninle geçirdiğim her an, bir hazine gibi.
Seni seviyorum demek, en güzel duyguyu ifade etmek demektir.
Aşk, birlikte büyümenin yoludur.
Sevgi, dünyanın en güçlü silahıdır.
Seninle olmak, mutluluğun ta kendisidir.
Güzel bir gün, seninle başlar.
Sevgilim, seninle yaşamak benim için her şeydir.
Aşk, kalbimizin diliyle konuşur.
Gözlerin, yıldızların ışığıdır.
Seninle her an, bir mucize gibi.
Aşk, sonsuz bir serüvendir.
Sevgilim, seninle her şey daha güzel.
Gözlerin, kalbimin en güzel yansımasıdır.
Aşk, hayatın anlamını bulmaktır.
Seninle geçirdiğim her an, bir armağan gibi.
Gözlerin, ruhuma dokunan bir melodi gibidir.
Seni sevmek, hayatımı değiştirdi.
Aşk, hayatın en güzel şarkısıdır.
Seni seviyorum, demek her şeydir.
Gözlerin, benim için dünyanın en güzel hediyesidir.
Aşk, sonsuz bir yolculuktur.
Seninle her an, bir mucize gibi.
Gözlerin, kalbimin en güzel yansımasıdır.
Seninle geçirdiğim her an, bir armağan gibidir.
Gözlerin, ruhuma dokunan bir melodi gibidir.
Seni sevmek, hayatımı değiştirdi.
Aşk, hayatın en güzel şarkısıdır.
Seni seviyorum, demek her şeydir.
Gözlerin, benim için dünyanın en güzel hediyesidir.
Aşk, sonsuz bir yolculuktur.
Sevgilim, seninle her şey daha anlamlı.
Seninle her an, bir başka güzellik.
Gözlerin, ruhuma hayat verir.
Seni sevmek, benim için her şeydir.
Ümit Yaşar Oğuzcan şiirlerinden bazıları
Birgün Şiiri
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum.
Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum.
Bir sabah gün doğarken aç perdelerini,bak Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar Bil ki seni istiyorum.
Gecelerden bir gece uyanırsın apansız
Uzaklarda elemli,garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse
Bil ki seni seviyorum
Ümit Yaşar Oğuzcan
Sevi şiiri
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak Ben senin en çok gözlerini sevdim.
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim.
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman Ben senin en çok davranışlarını sevdim.
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim.
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini Ben senin en çok bana yansımanı sevdim.
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni…